🎿 Ben Aslında Herşeyi Bırakıp Tatile Gitmek Istiyorum

Yazmak istediğim onca şey varken kelimelerin noksan kalması hiç hoşuma gitmiyor ama neyse. Belki merak edersin diye söylüyorum; ben iyiyim,yorgunum ve soğuk havalardan nefret etmekle meşgulüm. Buralardan gitmek istiyorum. İnsanın kalabalıktan nefret ettiğini her gün binlerce insanla aynı yolu paylaşınca anlaması o kadar zor ki! Canımgerçekten güzel istediğin gibi bir sonuç elde etmek istiyorsan bu konuyu onunla açık açık konuşman gerekiyor.Hiç kendini alttan alarak konuşma o seni kırarken farkında değilmi sanıyorsun.Bırak bu ince düşünceleri o farkına varsın sen ne kadar açık dobra konuşursan onunla o da bir o kadar hızlı anlar yaptığı hatayı.Sen kendi değerini bilmezsen yanındaki Unutma; Vedalar Acıtsada, Bazen Gitmek Gerekir.Çok Çalıştım Gitmeye De Kalmaya Da. İkiside Aynı Acı, İkiside Rezil. Daha Önce De Gitmiştim Ama Böyle Kalarak Değil !Memnun Olan Yok Hayatından ! Kiminle Konuşsam Aynı Şey.. Herşeyi, Herkesi Bırakıp Gitme Isteği.Bazen Zordur Dönmek Yada Herşeyi Unutup Gitmek. Benkaç yıl tek başıma tatile gittim eylenceli oluyor. Tek başına bir şey yapamayan insaları anlamıyorum ben. Git sosyal ol, çeyreyi keşvet , fotoğraf çek yapilacak bir sürü şey var. Tek başıma sinemaya giderim restorana yemeğe giderim, alış veriş sergi, müze gezi herşey yapiyorum. Emoji Ekle. Son olarak da o parkın başına geldiğinde beni göreceksin. sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin..senden öncekilerde hep böyleydiler, akıllarını bende bırakıp gittiler.. Why bee; mutlu sonun değil, sonsuz mutluluğun peşinde olmak dileğiyle.. ''go with the flow'' diyorum herşeye.. Gönderen why_be zaman: 8.11.21 2 yorum: Ben burada doğdum, burada büyümek istiyorum. Ben yurda gitmek istemiyorum. Ben annemi istiyorum! İstanbul'a gitmek istemiyorum! Bana ne İstanbul'dan? diye delicesine hem bağırıyor hem de ağlıyordum O anda kaçmak istedim oradan. Fakat abi beni dinlemiyordu. İyi niyetli bir ses ile: -Oraya gitmek zorundasın. Çünkü burada ailen yok. Yurtdışına gitmek bundan sonraki hayatımı orada sürdürmek, çalışmak istiyorum. Haftalardır araştırıyorum hem de ülke ülke. Yurtdışında tanıdığım yok ne yazıkki, olanlarında kendisine bile hayrı yok. Aslında 2 arkadaşız birlikte elele verip yurtdışı üzerine planlar yapıyoruz. ben inanmazsam kendime kim inanır ki bana.. son silkelenişim bu.. çok sevdiğim desteğini benden bir an çekmeyen fallarda teyzelerin deniz aşırı bir yerde biri var kalbi tertemiz dediği insan hayatıma nazım hikmetin çok güzel bir şiiriyle veda etti.. gelsene dedi bana. kalsana dedi bana. Önceden ona cook kızıyordum beni neden bırakıp gitti diye cook soruyordum..Hatta çook ağlıyordum benim üzüldüğümü görsün diye.Ama aslında dün anladım ki O beni bırakıp gitmek istemedi gitmesi gerekiyordu,gitmeye mecburdu.. Çünkü o benim için özel olan hiç bi anda beni yalnız bırakmak istemez biliyorum.. bütün mümkünlerin kıyısında" Birinsanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda Herşeyi, herkesi götürdün demektir. Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor. Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor. Böyle gidiyoruz işte. Bir yanımız "kalk gidelim", öbür yanımız "otur" diyor. "Otur" diyen kazanıyor. RLzPp. özellikle insanın kendini en dibe vurmuş hissettiği, artık idealini gerçekleştirecek gücünün kalmadığı, ne kadar çabalarsa çabalasın düzlüğe çıkşının olmadığını hissettiği melankoli anlarında tüm eş, dost , akraba ilişkilerini bir kenara atarak bilmediği, görmediği başka bir yerde yeniden yaşama tutunma isteği tavan yaptığı anlarda ihtiyaç duyulur. bunu herkes hayatının bir kısmında düşünür ama gerçekleştiren azdır yinede.. istemekle kalmadım; bir kere yaptım bunu.. herşeyi donacakmış gibi düşündüm, döndüğümde herşey aynı olacaktı nasıl olsa..bıraktığım yerden devam edebilecektim.. bir süreliğine kafamı dinlerim, yeni insanlarla tanışırım , yeni yerler görürüm diye..dünyanın bilmem neresinde açan çiçeğe yada okyanustaki balık çeşitliliğe merakımdan olsa iyi..kendimden bile uzaklaşmak için..o derece.. öyle bunalmıştım ki..bir fırsat da geçmişken elime bırakıp gideyim bir süreliğine hayatımı dedim..en sevdiklerimi bile bir kenara koyup..bambaşka bir hayat yaşadım kısa da olsa..çok şey biriktirdim, çok güzel şeyler de oldu; çok acayip şeyler de oldu kendimi sınayacağım..yeni şeyler öğrendim, her yerde bir tanıdığım oldu üstelik, bir sonra ki "çekip gidişimde" kapısını çalabileceğim onlarca insan..herşey iyiydi.. sonra bir gün telefonum çaldı..ertesi gün bambaşka olarak döndüm..hiçbirşey düşündüğüm gibi olmadı..bıraktığım yerden değil; eksilenlerle devam ettim "yeni" hayatıma.. anladım ki, çekip giderken düşündüklerinle bir olmuyormuş "döndüğünde" yaşayacakların.. bazen , hep gidesimiz geliyor ya hani, hep uzaklarda daha mutlu olacağımıza inanıyoruz da gidiyoruz ya.. aslında insan ait olduğu yerde bulabiliyormuş mutluluğu..ait olduğu yere döndüğünde sevdikleri yanında "olamayınca" da , işte o zaman dünyanın neresine giderse gitsin; nereye kaçmak isterse istesin; çaresizliğini de yanında götürüyormuş.. hep göremediğimizden, kanaat etmediğimizden oluyormuş bu asilik, bu gitme merakı.. illa ki gidilecekse de "herşeyi bırakıp gitmeden" gidilebilmeliymiş..kızgın değil, öfkeli değil; gitmek için, sevdiklerini ve hayatını bırakmadan, küsmeden gitmeliymiş insan.. şimdi nereye gidersem gideyim, kızgın gidemiyorum birşeylere küsüp, kırılıp..daha fazla kaybetmek istemediğimden..daha fazlası da olur mu bilmediğimden.. sadece açan çiçekler ve yüzen balıklara bakıp, kaybettiklerimi içimde yaşatıyorum... herşeyi bırakıp gitmeyi ne zaman denesen,bırakıp gitmek istediiğin sorunlardan uzaklaşırken yenilerini eklersin yaşamına...herşeyi bırakıp gitmeyi bir kez başarırsan herzaman bırakıp gitmeyi tercih eder oluyorsun..ki bu kolayıdır,kalıp yüzleşmek,başarmak,alışmak,sevmek,yaşamaktır zor olanı... herşeyi bırakıp gitmek,sonra gittiğin yerde yeniden herşeyi bırakıp gitmek,sonra bir daha herşeyi bırakıp gitmek olarak devem eden kısır döngü... yarım kalıyor tüm başladıkların..yine gidersin ve bilirsin ki bu gidişten sonra da gitmelerin olucak... bir kez öğrendin gitmeyi,kalıp savaşmayı öğrenemedin ne yazık... yolunda gitmeyen hayatın kendi kendine söylenesi daha cok olan anlamlı söz..kendimde şu an aynı psikolojinin içerisindeyim..herşeyi herkesi bırakıp gitmek istiyorum.. bu koca i̇stanbul bana bu aralar hiç bir anlam ifade sahil kenarı ne de güzel manzaları...o kdr çok sevdiğim istanbul gözümde küçülüyor.. canımı acıtıyor artık kız kulesi canımı acıtıyor artık gizemi karmaşası...içimden söylüyorum herşeyi bırakıp gitmeyi,içimden hayıflanıyorum... bu kadar çok istanbulu seven biri olarak ne diyorum beni bu şehirden soğutan... kendi sorularıma kendim cevap veremiyorum...gün ve gün bildiklerimi unutuyorum...gün gün eriyorum..ardımda herşeyi bırakıp gidemiyorum istiyorum ama gidemiyorum.. metrobüste ön kapının yanında, şoförün hemen sağ tarafında dikildiğim zamanlardan birinde, içimden böyle bırakıp gitme isteği gelmiş herşeyi, lanet okuyorum herşeye içimden, sonra şoför sanki söylediklerimi duymuş gibi bir an için anlamsız bi bakış atıyor bana, sonra ulan bu adamda bütün gün aynı şeyi yapıyor, git gel, dümdüz aynı yolda diye düşünüyorum, aklıma birden bi fikir geliyor, kulağına eğiliyorum şoförünaynı zamanda kaptan, kaptan gidelim buralardan, herşeyi bırakalım diyorum, tekrar geri çekilerek bir daha bakıyor bana, hiç bişey söylemeden, senden de bi halt olmaz diyorum kaptana, gaza mı geliyor o an da yoksa o da mı sıkılmış herşeyden, o da mı gitmek istiyor herşeyi bırakıp, kırıyor direksiyonu diğer şeride doğru, koparıyor bariyerlerdeki telleri giriyor ana yola, otobüsteki diğer insanlar huysuzlanmaya başlıyor, onunsa aldırdığı yok hiçbirşeye artık, gördün mü bak diyor kaptan, gidiyorum ulan buralardan, yettiniz ulan, indiriyor herkesi otobüsten, bırakın ulan gidiyorum diyor. ve trafikte kaybolup gidiyor uzaklara....sonra bi ses duyuyorum yankılanıyor kulaklarımda, çok yakından biri konuşuyor -arkadaşım arkaya ilerler misin, arkalar boş, arkaya ilerleyelim.... hass...kaptan senden bi halt olmaz diyorum içimden bu sefer.. çekip gidesim var buralardan.. duramıyorum artık. boğuyor bu şehir beni. her yerde bir yaşanmışlık, kokusu sinmiş odalara. yatağım artık en sevdiğim yer. uyuyarak geçiriyorum tüm vaktimi. gecem gündüzüm bir oldu. nefes alırken bile isteksizim. her yerde izmaritler, şişeler. çok dağıttım ben. zaman geçsin diye. içerek bir kaç saatliğine unutuyorum seni, bu şehri, evimi, nerde olduğumu. işte o zaman görebiliyorum mutluluğu gözlerim açıkken bir tek. ama dedim ya bir kaç saatliğine her biri. saatlerle elde edilmiyor bir hayatı geri kazanmak. yok istanbul, sen benimle başa çıkarsın da ben seninle çıkamam. ben pes ediyorum, buruk, yıkık, ne dersen, nasıl tatmin olursan öyleyim, yendin beni tamam.. ben gidiyorum istanbul, yalnızlığım yanımda yolculuk arkadaşım, sensiz bir yere. mutlu ol artık.. her şeyi bırakıp gitmek istemek.... yazıldığı kadar kolay mıdır acaba? bilmiyorum ama şu an buna çok ihtiyacım var onu biliyorum, her şey gitmemem için sanki. lakin kalmak istemiyorum, gitmek istiyorum uzaklara hem de çok uzaklara... an itibari ile bu havada gidilmez çalıyor mp3 playerımda bu işaret mi bilmiyorum ama ilk defa gitmeyi bu kadar çok istiyorum.. güçsüzüm bu sefer, mücadele edecek gücüm kalmadı... her gece tekrarlanan bir intihar biçimi olan içmeyi uyguluyorum şu sıralar.. her sabah daha mutsuz uyanıyorum... bahar geldi oysaki cıvıl cıvıl olma vaktim gelmiş, geçiyor bile... o mutlu görünen ama mutsuz olan çocuk ağlıyor bir köşesinde, bilmiyorum neden bu duruma düştüm, "sakın ha gitme" diyor ısrarla nazan'ım... bilemiyorum ki.. her şeyden uzaklaşmak bir nebze iyi gelir diyorum kendime, insanlardan uzaklaşmak, sözlükten, olmayan sevgiliden uzaklaşmak ya da aileden uzaklaşmak... fotoğraf makinemi elime alıp çıkmak istiyorum yola, umutsuzluğun resmini, ben gibi olan insanların mimiklerini çekmek, uçan kuşların, masmavi bulutların görkemini çekmek istiyorum... unuttur mu bunlar acaba beni ? kendimden bile kaçmam gerektiğini biliyorum kimi zaman... büyük aşklar yolculuklarda başlar derler hep kim bilir belki bulurum he? bu yalnızca sevgiliye olan aşk değil elbette... aslında gitmeyi çok istiyrorum ama gidemiyorum.... bir şeyi çok isteyip onun için çaba göstermemek gibi, devrik cümlelerimin öznesi her şeyi bırakıp gitmek... işte böyle çok istiyorum ama cesaret edemiyorum kim bilir, yorgunumdur.. ya da bu da bir bahanemdir gitmemeye... bugünlerde herkes gitmek istiyor. küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara... hayatından memnun olan yok. kiminle konuşsam aynı şey... her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok. bir kendisi... bu yeter zaten. her şeyi, herkesi götürdün demektir. keşke kendini bırakıp gidebilse insan.. defol git be bi kere de! hayattan bıkmak. yaşamanın senin için hiç bir anlamının olmadığını anladığın an yapmak istediğin tek şey. aslında her şeyi bırakıp gitmek kolaydır ama bir kez gidip döndükten sonra gitme isteği daha da artar artık durmak istemezsiniz hiç bir yerde. belki de en iyisi hiç gitmemektir diye düşündürür insanı bu vaziyet. -biliyomusun salih abi bazen bu hayatta her şeyi bırakıp gitmek istiyorum +lan yine osurup kaçarsan üşenmem kovalarım bu defa! -haydaa ! yılmaz odabaşı'nın onur akın yorumuyla şahlanan dizeleri, bu duyguyu ne de güzel tarif etmektedir. kendimin ellerinden tutunca, içimden nehirler gibi akmak geliyor; yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor. geberesiye içip salaş meyhanelerde, buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor bkz koşarak kaçmak/4589647 bu cümledeki "her şey" kelimesi kilit kelime aslında bırakıp giderken bıraktıklarınızın hala "her şey" olduğunu düşünüyorsanız kafa olarak tam hazır değilsiniz demektir. ne zaman bıraktıklarınızın "her şey" değil de "hiçbir şey" olduğunu anladınız, olmuşsunuz siz. bi yere gitmenize bile gerek yok aslında. ulan eminim bu istek ilk insandan beri var. adam daha tekerleği icat etmemiş, herşeyi bırakıp gitmek istiyorum yeaaa tribine giriyor. bu geyik kıyamete dek bitmeyecek lakin gidemeyeceğiniz aşikar. doğrucu davut istanbuldan bildirdi. Posts ' .... Archive The URL you requested could not be found. Seyahat ile ilintili olan filmlerin insanın ufkunu genişlettiği bir gerçektir. Adeta birer cesaret aşısı gibi geliyor insana. Hele bazı filmler var ki, bize yaşadığımız hayatı sorgulatan, ruhumuzu aydınlatan, hedefler koydurtan ya da koyduğumuz hedeflerden saptıran… Hazır havalar da buz kesiyorken, yapılacak en iyi şeyin battaniye altında film izlemek olduğu konusunda hemfikirsek eğer, sizler için hazırladığımız bu şahane listeye bir göz atın deriz. İşte her şeyi bırakıp gitme isteği uyandıran izlemeniz gereken seyahat temalı filmler seçkimiz;1 - The Rum Diary Tutku GünlükleriKimileri için sıkıcı, kimileri için akıcı olan bir Johnny Depp filmi. Johnny Depp'in alkol problemi olan bir gazeteciyi canlandırdığı film de bizi en çok etkileyen şey ise hiç şüphesiz Porto Rico sahilleri oldu. Film bittikten sonra kendimizi Porto Rico seyahati planlarken bulduk - The Beach KumsalLeanorda Di Caprio'nun henüz toy bir delikanlı olduğu zamanlarda izleyiciyle buluşmuş bir film. Filmdeki o bembeyaz kumsallar ve masmavi denizin, adeta bir kartpostal tadında bizlere sunulduğu Kumsal, acilen tatile çıkma isteğini tavan yaptırıyor, bizden Seven Years In Tibet Tibet'te Yedi YılGerçek hayatta da sıklıkla başımıza gelen mantıksal ve duygusal çatışmanın örneklerini gözler önüne seren Seven Years In Tibet, Avustralyalı bir dağcının -ki bu dağcı Brad Pitt oluyor- iç hesaplaşmalarını anlatan etkileyici bir film olması dolayısıyla tavsiye - The Bucket List Şimdi Ya Da AslaÖncelikle Jack Nicholson ve Morgan Freeman gibi iki ustayı aynı karede görmenin güzelliği bile bu filmi izlemek için yeterli bir sebep. Her izleyişinizde elinize kalem-kağıdı aldırtacak ve kendinize sürekli yapılacaklar listesi' hazırlatacak bir film The Bucket - The Way Yolİşte başka bir güzel bir ''yol'' filmi. Seyahat ile ilgili filmleri çok seviyoruz. Ama The Way'in yeri biz de çok ayrıdır. Seyahatperest olan oğlunun yürüyerek başladığı St. James Way rotası yolculuğu talihsiz bir son ile bitmesine razı olmayan ve onun hayallerini gerçekleştirmek için her şeyini bırakıp, oğlunun kaldığı yerden devam eden bir adamın öyküsü. Gerçekten çıktığı yolculukta kendisini tanıyan, zorluklarla yüzleşen, konfor eşiğini hayli aşan bir adamın öyküsünü izleyeceksiniz. Hem oğlunun hayalini gerçekleştiriyor hem de kendisini yolda keşfediyor. Filmin sonunda ise seyahat kolik olduğunu ve Dünyayı dolaşmaya devam ettiğini görüyoruz. Değişen mekanlar ve dostluklar akıp giderken, içinizde yeni yerler görme isteği daha da bir - 127 Hours 127 Saatİzlerken ağzınızdan, burnunuzdan adrenalin fışkıracak, sonrasında ise karnınızda hafif sancılar hissedeceksiniz. Ancak her seyahat severin, daha doğrusu tek başına seyahate çıkmaktan hoşlananların mutlaka izlemesi gereken bir film. Yaşamak gerçek bir tutkudur, yeni yerler görmek ise tutkunun ötesinde bir şeymiş meğer…7 - In July Temmuz'daTürk asıllı Alman yönetmen Fatih Akın'ın yönetmenliğini üstlendiği In July, gerçek anlamda içimizi ısıtan bir yol filmi. Film o kadar aydınlık ki, kendinizi birden arabayla Ege turu planlarken bulabilmeniz - The Motorcycle Diaries Motosiklet GünlüğüBir başka güzel ''yol'' filmi fakat bu sefer motosiklet ile. Che Guevara'nın 1950'lerde henüz devrimci değilken arkadaşı ile yaptığı Güney Amerika yolculuğunu konu alıyor film. Ernesto Che Guevara'nın motosikletle yaptığı gezisinde aldığı notlara dayanan The Motorcycle Diaries, rengiyle, duygusuyla, gerçekten yaşadığınızı hissettiren bir film. Ayrıca efsane müzikleriyle de adından çok söz ettirmiştir zamanında. Hikaye Arjantin'den başlayarak tüm Latin Amerika'ya kadar gidiyor. Bir nevi yaşadıkları coğrafyayı keşfediyor bu iki güzel - Before Sunrise Gün DoğmadanAmerikalı bir genç, Fransız bir sarışın ve Viyana… Before üçlemesinin ilk filmi olan Before Sunrise diyaloglarla süslü bir aşk filmi. Onlar sohbet ederken, siz de kısa bir Viyana turuna çıkmış gibi hissedebilirsiniz kendinizi. Bir de her gencin hayali olan interraile daha da bir sıcak bakmaya - Into The Wild Özgürlük YoluSezar'ın hakkını Sezar'a vermeli. Into The Wild, bizce gelmiş-geçmiş en iyi seyahat filmlerinden. Yeni yerler görme isteğiyle yanıp tutuşan herkesin bu filmi kesinlikle seyretmesi gerekiyor. Özellikle kafayı gezmek, tozmak, keşfetmek ile bozmuş arkadaşların favori filmidir Into The Wild. Film bittiğinde her şeyi bırakıp gitme isteğinden kast ettiğimiz şeyin ne olduğunu çok iyi anlayacaksınız. Kendini bulmanın, kapitalist düzene meydan okumanın, insanın kendi sınırlarını zorlamasının güzel bir örneğidir bu film her ne kadar sonu kötü bitse - The Fall DüşüşAslında bu bir ''kendini keşfetme, sınırları zorlama'' filmi değil. Ama Dünyada ne kadar muhteşem yerler olduğunu kanıtlayan bir film. Özellikle filmin çekildiği yerler efsane güzellikte. Merak edip film hakkında yıllar önce araştırma yaptığımda, yönetmenin ekibi ile birlikte 18 ülke ve 26 farklı mekanda çekim yaparak bu filmi gerçekleştirmiş. Mekanlar ise tam anlamı ile görsel bir şölen şeklinde izleyiciye sunulmuş. Nereler yok ki... Güney Afrika, İtalya, Türkiye, Hindistan, Arjantina, Fiji, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Çin, Bolivya... Daha da - Sigur Rós, HeimaHeima, aslında bir müzik belgeseli. İzlanda'lı Post rock grubu Sigur Ros'un 2006 yılında İzlanda'da çıktığı turneyi ele alıyor fakat muhteşem İzlanda görüntüleri eşliğinde. Özellikle açık havada verdikleri konser mekanları İzlanda'nın mükemmel doğası ve sessizliği içerisinde. Belgeseli izledikten sonra İzlanda'ya gitme isteğinizin artacağından emin olabilirsiniz. Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar Editörün Seçtiği Fırsatlar Daha Fazla Bu Konudaki Kullanıcılar Daha Az 2 Misafir - 2 Masaüstü 5 sn 2Cevap 0Favori 379Tıklama Daha Fazlaİstatistik Konu İstatistikleri Son Yorum 12 yıl Cevaplayan Üyeler 2 Konu Sahibinin Yazdıkları 1 Ortalama Mesaj Aralığı 15 dakika Son 1 Saatteki Mesajlar 2 Konuya En Çok Yazanlar venom. 1 mesaj BARKU 1 mesaj Konuya Özel Bütün hayatımı,eşyalarımı,ailemi,sevgilimi herşeyi bırakıp bilmediğim bir yerde sıfırdan hayata başlamak istiyorum ama o vazgeçme cesaretini bitürlü bulamıyorum özet format atınca geçecek galiba şaka bi yana psikologa görünsen iyi olur. Sayfaya Git Sayfa Daha Fazlasını YükleDaha Fazlasını Yükle1 mekan güncellendi 1 mekan Florya Sütiş dahil22 mekan güncellendi 22 mekan Meatlounge Steakhouse, Çanakkale Kordon, Big Chefs, Starbucks dahil"You have wait very long time for the food. There was no English menu and the person who can speak English. There was no wifi in the restaurant. Is not needed to go there"Pizza Bratislava, is nothing to good. Pizza was burned and not good tasty. Service was very bad and waiter was rude. You have wait very long time for the food. There was no English menu"Pizza Bratislava, konumu ve yeşili ile güzel bir otel. Yemekler gerçekten kaliteli verilen içkiler de kaliteli. 5 yıldızlı bir tatil mekanı. Personel inanılmaz güler güzlü. Animasyon süper. Kesinlikle gidin""Tek kelime ile berbat ötesi bir yer resimlere aldanıp sakın gitmeyin işletme iğrenç ötesi kahvaltı ve odalar çok kötü verdiğiniz paraya yazık biz çok pişman olduk""Beklentileri karşılayan bir yer. Çok lüks merakınız varsa geceliği 400-500 tl olan otellere gideceksiniz. Otel hakkında haketmeyen kötü yorumlar yapılmış. Güzel ve keyifli bir yer."Tatil Köyü Datça,

ben aslında herşeyi bırakıp tatile gitmek istiyorum